Dünya Trump’ın ikinci döneminin icraatlarını bekliyor, ilk günden birçok başkanlık kararnamesi imzalayacak
Yasa dışı göçü önlemek, Trump’ın seçim kampanyasının başından beri seçmene verdiği en değerli kelam oldu. Trump’ın, yemin merasimi sonrası Beyaz Saray’da imzalayacağı kararnamelerin başında Meksika hududunda acil durum ilanı geliyor. Bu kararname ile Trump kaçak geçişleri önlemek ve iltica hakkı olmayan göçmenleri geri yollamak istiyor. Kararnamenin imzalanması Trump’ın seçmene verdiği kelamı tutacağını göstermesi ismine da sembolik bir kıymete sahip.
Meksika hududunda acil durum ilanı, Trump’a Savunma Bakanlığına ilişkin güçleri hudut sınırını denetim altına almak için kullanma yetkisi de verecek. Trump’ın en kıymetli vaatlerinden biri de ülkede yaşayan yasa dışı göçmenlerin hudut dışı edilmesi.
TRUMP, UKRAYNA VE GAZZE İÇİN SÜRATLİ ADIMLAR ATMAYA HAZIRLANIYOR
Trump, başkanlık kampanyası boyunca Ukrayna’daki savaşın durması gerektiğini söyledi, savaşın çıkma sebebi olarak Joe Biden idaresinin siyasetini gösterirken, idareye gelmesi halinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir ateşkese gidilmesini sağlamak için görüşeceğini lisana getirdi. Trump bu bahiste süratli adımlar atmaya hazırlanıyor ve Ukrayna’da sağlanacak ateşkesin ABD bütçesinde önemli bir tasarruf sağlayacağına inanıyor.
Gazze’de ateşkes Biden idaresinin son periyodunda sağlansa da Trump bunu kendi başarısı olarak görüyor. Trump, Orta Doğu Özel Temsilcisi olarak atayacağını duyurduğu Steve Witkoff’un bu süreçte İsrail ve muahedeye taraf Arap ülkeleri ortasında mekik dokuyarak bunu mümkün kıldığını söylüyor. Trump’ın birinci başkanlık periyodunda İsrail ile Arap ülkeleri ortasında olağanlaşmanın sağlanması siyaseti ikinci devirde de süreceğe benziyor. Gazze’de varılan ateşkes bu manada Trump idaresi için güzel bir başlangıç oldu.
ÇİN İLE HER ALANDA REKABET
Donald Trump, adaylığı müddetince her fırsatta Çin’e karşı alacağı ekonomik tedbirlerden bahsetti. İkinci Trump idaresinde Çin’le siyasi, askeri ve iktisat üzere birçok alanda global ölçekteki rekabetin kızışması bekleniyor. Ekonomik alanda Trump, Çin’in ucuza ürettiği eserlerin Amerikan pazarını ele geçirmesini önlemek için birçok dalda ithalat vergisi getirmeyi vadediyor.
Askeri alanda ise iki ülke ortasındaki rekabet Tayvan konusunda sık sık tansiyonun tırmanmasına neden oluyor.
Trump, seçim kampanyasında, Tayvan’ın ABD’nin kendisini savunmasının karşılığını ödemesi gerektiğini lisana getirmişti. Tayvan’ın Çin tarafından işgali halinde Pekin’e uygulanan vergilerin yüzde 200’e kadar çıkartacağını belirten Trump, askeri bir cevabın birinci tercihi olmadığını da göstermişti. Lakin Çin’e karşı oldukları bilinen Marco Rubio’yu Dışişleri Bakanlığına, Michael Waltz’u da Ulusal Güvenlik Danışmanlığına aday göstermesi yeni periyotta şahin siyasetlerin bir seçenek olmayı sürdüreceğine işaret ediyor.
Yemin merasiminden evvelki hafta Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile telefonda görüşen Trump’ın başkanlığının birinci 100 gününde Pekin’i ziyaret etmek istediğini grubuyla paylaştığı da aktarılıyor. Trump her ne kadar Çin ile ilgili sert bildiriler verse de birinci gün imzalayacağı kararnamelerden birinde bunun tam zıddı bir durum yaşanacak. Joe Biden idaresinde çıkarılan yasa gereği Çin merkezli TikTok toplumsal medya uygulamasına erişim yasağı getirildi. Trump, imzalayacağı kararname ile TikTok’a erişim yasağının kaldırılmasını ve sorunun çözülmesi için şirkete 90 gün ek mühlet tanınmasını sağlayacak.
GÜNEY AMERİKA’DA YENİ DÖNEM
İkinci Trump devrinde ABD’nin güney hudutları ile ilgili gündem, Meksika ile sonlu kalmayacağa benziyor. Göçmen zıddı telaffuzuna karşın, ABD’de yaşayan Latin kökenlilerin dayanağı Trump’ın ikinci sefer seçilmesinde büyük rol oynadı.
Seçimleri kazanır kazanmaz Trump’a birinci tebrik ziyaretinde bulunan önder Arjantin Devlet Lideri Javier Milei oldu. Trump’ın Dışişleri Bakanı olarak aday gösterdiği Rubio, ABD’ye göç eden Küba kökenli bir ailenin çocuğu. Latin Amerika’da ABD’nin tesirli olması gerektiğini düşünen ve Çin’in burada artan angajmanlarından rahatsız olan Rubio, Küba ve Nikaragua üzere ülkelere karşı sıfır tolerans prensibini benimsiyor. Trump, Venezuela’da Nicolas Maduro’ya karşı muhalif başkan Edmundo Gonzalez’i destekliyor ve yemin merasimine de davet etti.
Trump, yemin merasimi öncesinde yaptığı açıklamalarla dikkatleri üstüne çekmeyi başardı. ABD’nin Panama Kanalı’nın denetimini Panama’ya devretmesinin bir yanılgı olduğunu lisana getiren Trump, buradaki Çin aktifliğinin artmasının kabul edilemez olduğunu lisana getirdi. Trump’ın ABD lehine daha avantajlı şartlar elde etmek için ikinci başkanlık devrinde Panama idaresini daha fazla sıkıştırması sürpriz olmayacak.
TRANS BİREYLER KONUSU
Trans birey konusu da ikinci Trump periyodunun gündem hususlarından biri.
Bu mevzuyla ilgili dün değerlendirmede bulunan Trump, trans bireylerin bayan sporlarında artık yer alamayacağını ve bunun için de gerekli düzenlemeleri yapacağını söyledi.
Trump, “Bu iş yarın halledilecek. Erkeklerin bayan sporlarına katılmasına müsaade vermeyeceğiz. Bu iş bitmiştir.” diye konuştu.
KÜÇÜK DEVLET, BÜYÜK AMERİKA
Trump’a en çok oy kazandıran söylemi “Amerika’yı Yine Büyük Yapacağız” oldu. Trump’ın enflasyonu ve fiyatları düşürmek için görevlendirdiği isimler ABD’nin önde gelen iş insanlarından oluşuyor. Ülkeyi adeta bir holding mantığıyla yöneteceğinin sinyallerini veren Trump, işe gereksiz harcamaları kısmakla başlayacak.
Söz konusu iş insanlarından Elon Musk 365 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en varlıklı insanı olarak öne çıkıyor.
Musk her ne kadar kabinede resmi bir misyon almasa da Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) çatısı altında Vivek Ramaswamy ile devlet harcamalarında 2 trilyon dolar tasarrufa gitmeyi hedefliyorlar. Elbet savunma harcamaları bu tasarrufların içindeki kıymetli kalemlerden biri olacak. Tasarrufların tesirli olacağı bir öbür alan da sıhhat bölümü olacak. Her alandaki kamu harcamalarına göz diken Musk ve grubunun çalışmaları daha şimdiden pek çok devlet kurumunda tedirginliğe yol açtı.
Trump’ın Ukrayna savaşı, Çin ile bağlar ve Orta Doğu üzere problemlerde izlediği siyasete bakıldığında da şirket idaresinden gelen “masrafların azaltılması” unsurunun öne çıktığını görmek mümkün.
TRUMP DEVRİNDE TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER
Trump, seçildikten sonra yaptığı birinci basın toplantısında Türkiye ile ilgili dikkati cazibeli açıklamalar yaptı. Florida’da bulunan yerleşkesi Mar-a-Lago’da bir basın mensubunun “Suriye’den çekilecek misiniz?” sorusuna cevap veren Trump, Türkiye’nin Suriye’de oynadığı kıymetli role vurgu yaptı. Birinci başkanlık periyodunda ABD askerini birkaç kere Suriye’den çekmek isteyen Trump, Pentagon’un direnciyle karşılaşmıştı.
Beşşar Esed rejiminin devrilmesini kıymetlendiren Trump, “Türkiye isyancıları destekleyerek çok fazla can kaybı olmadan düşmanca olmayan bir zaman gerçekleştirdi. Şu anda Suriye’de çok fazla belirsizlik var. Bence Türkiye Suriye’nin anahtarını elinde tutacak olan ülke.” tabiriyle yeni periyotta Türkiye’yi bölge siyasetinde oyun kurucu ülke olarak gördüğünün sinyallerini verdi.
Trump idaresi hala ABD için DEAŞ tehdidinin Suriye’de en değerli mevzu olduğunu düşünüyor. Fakat terörle uğraş konusunda NATO müttefiki Türkiye için yaptığı vurgu, Trump’ın Suriye’de SDG ismini kullanan PKK/YPG ögelerine verilen takviye dahil pek çok mevzuyu yine gözden geçirebileceğini gösteriyor.
patronlardunyasi.com
