İş insanı merhum Ali Durmaz’ın ölümünün 20. yıldönümünde çocuklarının gazetelere verdiği ilanın anımsattıkları

Toygun ATİLLA
GAZETELERDEKİ O ANMA İLANI
Bu sabah gazeteleri okurken dikkatimi çekti. 2004’te bu dünyadan göçüp giden iş insanı Ali Durmaz’ın evlatları Fatma Durmaz Yılbirlik, Hüseyin Durmaz ve Sinan Durmaz babalarının vefatının 20. yılında duygusal bir ilan vermişti.
İlanda, “Bugün onun prensipleriyle yürürken, her adımda bıraktığı izleri takip ediyoruz. Bu topraklarda onun emeğini çoğaltarak onu anıyoruz” diyorlardı.
Emek…
O satırlardaki “emek” kelimesi en çok bana dokundu.
Çok vakittir bu ülkede “emeğin” çok da önemsenmediğini düşündüm nedense.
Sonra Ali Durmaz’ın kıssasını merak ettim.
Emekle yoğrulmuş bir hayat ve bir eski Türkiye öyküsü ile karşılaştım.
TORNA ATÖLYESİ İLE BAŞLADI BİRİNCİLERİ GERÇEKLEŞTİRDİ
Bulgaristan’ın Işıklar isimli Türk köyünde 1935’te başlayan bir hayat, o yıllarda Türklere uygulanan asimile siyaseti yüzünden ailesi ile şimdi 15 yaşında onu zarurî göçe zorlamıştı.
Bir torna atölyesinde başladı iş hayatı…
Alın teri ve emekle adanan yıllar, Durmazlar Makine’nin kuruluşu ile taçlandı, dokumacılık makineleri üretti.
İlkleri başardı.
İlk kollu makası, Türkiye’nin birinci makine ihracatını gerçekleştirdi.
İlk giyotin makası ile birinci hidrolik abkant presi de birinci lazer makinesini de o üretti.
Bir torna atölyesi 2000’li yılların başında 25 bin ve 80 bin metrekarelik kapalı alanlara sahip Başköy ve Ataevler fabrikasına dönüştü.
EMEK, ÜRETİM, LİYAKAT
Merhum Ali Durmaz’ı ailesi vefatının 20. yılında anarken ben de onun kıssası özelinde geçmişte emeğin, üretimin, liyakatin ve yetişmiş insan gücünün değerli olduğu bir ülkeyi andım.
Emeğin yerini alan rant sistemine lanet ettim. Kaygısı üretmek olması gereken bir toplumun, kolay yoldan güçlü olma çarkına girmiş olmasına ah ettim.
patronlardunyasi.com