Süper milyarderlerin yatlarındaki karanlık dünyaya yolculuk: Seks partilerine katılan bir kadının itirafları

Cannes’tan Dubai’ye, Ibiza’dan Sidney’e dünyanın önde gelen turizm destinasyonlarındaki harika yatlarda yaşayan nüfuzlu milyarderler; para, ikramlar ve meslek fırsatları karşılığında özel – ve sefahat dolu – partiler için kendilerine katılacak genç bayanları seçiyorlar. Bu yatlarda neler yaşandığına şahsen şahit olan bir bayanın anlatımları, İngiliz Dailymail gazetesi tarafından haberleştirildi.

HIZLA YAYILIYOR

Yeni kuşak seks işçiliğinin bu seçkin ve son derece kapalı biçimi Avrupa, ABD ve giderek artan bir biçimde fuhuşun yasadışı lakin yaygın olduğu Dubai’deki mega zenginler ortasında yaygınlaşıyor.

GİZLİLİK MUAHEDESİ İMZALATIYORLAR

Orta sınıf ailelerden gelen ve birçoğu influencer ve model olmak isteyen hoş bayanlar, son derece varlıklı erkekler tarafından teknelerinde ‘partiye’ davet ediliyor. Birkaç saat içinde erkek arkadaşlarıyla vedalaşıyorlar, telefonları kilitleniyor ve kapalılık mutabakatları süratle imzalanıyor.

Kimliğinin kapalı kalması şartıyla konuşan gerçek bir Sydneyli ‘yat kızı’, bu yat dünyasına nasıl girdiğini, bunu neden yaptığını ve demirler atıldıktan sonra gerçekte neler olduğunu açıkladı…

İşte o mektup:

“Bir bildiri sesi geldi.

‘Hey! Bu akşam yemek için tekneye gel. Eğlenceli ve hareketli olacak, ‘ diye yazıyordu.

“Evet!” demek için tek gereksinimim olan şeytan boynuzu emojisinin son dokunuşuydu.

Ayrıca, aslında dışarı çıkıyordum, bu yüzden uğrayabileceğimi düşündüm.

Ben de duruma uygun giyinmiştim… Birinci başta son dakika davetinin tuhaf olduğunu düşündüm lakin bunu hemencecik bir kenara bıraktım.

‘Akşam 9’da orada olurum.’ dedim.

“Endişelenme, seni bekleyeceğiz.” diye yanıt geldi.

Gecenin nasıl geçeceğini bilseydim, muhakkak ‘büyükanne iç çamaşırlarımı’ giyip dışarı çıkmazdım…

Muhtemelen kendimi nasıl bu durumda bulduğumu merak ediyorsunuzdur. Ne de olsa ben o denli bir kız değilim. Bu komik bir kıssa. Standart tam vakitli ofis çalışanlarına kıyasla benim hayatım epey farklı.

Ben toplumsal etkileşimi ve yeni beşerlerle tanışmayı seven dışa dönük biriyim, üstelik bu bahiste düzgünüm. Nadiren konutta olurum ve konutta olduğumda da bir sonraki maceramı düşünürüm.

Kimseyi tanımadan bir partiye girebilirim ve gecenin sonunda herkesle en güzel arkadaş olabilirim ve erkekler numaramı istemek için sıraya girer.

Sydney’in yarısını tanıyormuşum ve kentin en varlıklı insanlarından bazılarıyla parti yapmışım üzere hissediyorum. Londra ve Dubai de o denli.

Bana ileti atan ‘arkadaşımla’ başkalarıyla tanıştığım üzere tanıştım: Bir gece dışarıdayken ortak bir ilişki aracılığıyla…

Onu düzgün tanıyor muyum? Hayır. Ama yat partisi için bana ileti attığında çabucak katıldım. Yeterli vakit geçireceğimizi ve erkeklerin dolu olacağını biliyordum.

Zamanlaması da harikaydı. O günün erken saatlerinde iş yerindeki tuvalette, birçok üzere ne istediğini bilmeyen 30’larında bir adam için ağlıyordum.

Saat 17.00’de işten çıkmadan evvel kendimi toparladım ve o süper bildirisi aldım…

LİMANDA SAMİMİ BİR AKŞAM

Saat 8:30’da saklı yere gitmek için bir Uber yakaladım ve Double Bay’deki kıyıdan beni almak için bir tekne geldi. Yat limanda bir yere demirlemişti.

Saat 8.55’te vardığımda bir işçi tarafından bana bir kadeh şampanya verildi ve devasa yemek salonunda teknedeki başka iki kızla tanıştım. Beni karşılayan birinci kişi, o gece fotoğraf çekilmeyeceğini ve bilhassa de toplumsal medyada paylaşılmayacağını sert bir formda fısıldayan ortak arkadaşımdı.

Arkadaşım beni eğlendireceğimiz, hepsi de 50 yaşını geçmiş üç yaşlı adamla tanıştırdı.

Hepimiz ya bekârdık ya da açık bağlar içindeydik. ‘Vay be,’ diye düşündüm, ‘kıskanç kız arkadaşlarla uğraşmak zorunda kalmayacağım.’

Akşam 9.15’e kadar çok uygun arkadaş olmuştuk. Şampanyalar akıyor ve müzik bangır bangır çalıyordu. Akşamın erken saatlerinde diğer bir aktiflikte içmiştim, bu yüzden önemli bir vızıltı hissediyordum.

Resmi bir akşam yemeği beklemiyordum – tahminen birkaç içki ve biraz kanepe – ancak masa yerleşimleri ortaya çıktığında mutlaka şikayet etmiyordum.

Yemeğe oturmadan evvel bunun sıradan bir akşam olmadığını biliyordum. Odadaki havanın bir yatta deneyimlediğim hiçbir şeye benzemediğini fark ettim.

Çapkın yorumlar, erkeklerin elinize dokunma biçimi ve bize tacizkar gözleriyle bakmaları. Ne olacağı çok açıktı. İşte o anda ‘keşke seksi dantel iç çamaşırlarımı giyseydim’ dedim.

Annem, etrafımda babam yaşında adamlarla bu türlü bir şey yaptığımı öğrense beni öldürürdü…

Karşımda yatın sahibi olan adam oturuyordu. Artık gözünüzde uzun uzunluklu, esmer ve güzel bir ‘Christian Grey’ tipi canlanıyor olabilir. Ancak o denli değildi.

Üçü de 55 yaşlarında, ‘baba vücutlu’ ve saçları bariz halde seyrelmiş şahıslardı.
Ama ben kimdim ki şikâyet edeyim? Onlar mega zengindi ve ben de tek kuruş ödemeden hayalimi yaşıyordum.

“Eğlenceli bir gece geçiriyor musunuz?” diye sordu sunucu. Natürel ki eğleniyordum, dürüst olmak gerekirse davet edildiğime inanamıyordum. Kızardım. Tüm masanın güldüğü bir espri yaptığımda, kümeye dahil olduğumu biliyordum.

George Clooney üzere gümüş bir tilki olmayabilirdi lakin bana bakışı içimde kelebekler uçuşmasına neden oldu. Doğuştan çapkın olduğum için öbür bayanlar da dahil olmak üzere herkese asılıyordum.

GECENİN İSTİKAMETİ DEĞİŞTİ…

Saat 11’de tatlımızı bitirdik ve odadaki güç ağırlaştı.

Bu noktada herkes saatlerdir içiyordu ve yakında soyunacağımızı biliyordum.

Bacaklarımı tıraş etmeyi unutmuş muydum?

Bu beşerlerle daha saatler evvel tanışmıştım ve bunun nasıl sonuçlanacağını ya da benden ne beklendiğini bilmiyordum.

Bu yüzden yanımdaki bayana döndüm ve fısıldadım: ‘Heyecanlıyım fakat bunu birinci defa yapıyorum… Biraz korkuyorum.’

‘Merak etme, ben yanındayım’ diye yanıt verdi, kalçamı okşayarak.

Gözlerimiz buluştuğunda kalbim çarpmaya başladı ve kelebekler uçuştu (…) Vakit durdu ve kısa bir müddet için masada her hareketimizi hayranlıkla izleyen başka konukları unuttum. (…)
Konukların eşleşmesi uzun sürmedi – kimileri iki kişiydi. O vakit bir seyircimiz olduğunu fark ettim. Bahis seks olduğunda, görünüşe pek kıymet vermem. Dürüst olmak gerekirse. Benim için değerli olan gördüğüm ilgi ve hissettiğim güç. Daha evvel Avrupa’dayken 60 yaşında bir adamla yatmıştım ve çok uygundu.

Gece devam ederken partnerlerimizi değiştirdik ve ben erkeklerden biriyle ana yatak odasına geçtim. Otuz dakika sonra bir oburuyla bağlantıya girdim. Gecenin sonunda, biri hariç tüm konuklarla yatmıştım. Bu partilerde erkeklerin birden fazla dahil olur, lakin hepsi değil. Birkaçı izlemeyi tercih ediyor ve hatta kimileri güvertenin altında cümbüş sürerken içki içmek için dışarı çıkıyor.

Eğlenceye orta verildiğinde, beyefendilerden birine eşlik etmek için dışarı çıktım. Ben ona kendi hayatımı anlattım, o da bana kendi hayatını anlattı.

Parti erken saatlerde sona erdi. Gemide kalma seçeneği vardı lakin ben sabah 9’da işim olduğu için kıyıya geri dönmeye karar verdim.

Vedalaştım ancak bunun son defa olmayacağını biliyordum.

Ertesi sabah uyandığımda kendimi çimdiklemek zorunda kaldım. Bu sahiden olmuş muydu? Bu nasıl bir düş değildi?

Bir formda günlük kurumsal hayatıma geri döndüm. İşyerinin tuvaletinde kararsızlığı yüzünden ağladığım o adam artık umurumda değildi.

Ve sonra… birkaç hafta sonra tekrar davet edildim. Başka bir parti, birebir yat.

Yatçılıkta ustalaştıkça teknede daima birebir erkeklerin olduğunu, lakin davet edilen bayanların çoklukla her seferinde farklı olduğunu fark ettim.

(…)

Yakında öbür milyarder kümeleriyle da tanışacaktım. Şimdiye kadar, bir haftalık otel konaklamalarının keyfini çıkardım, bir plaj tatili için eyaletler ortası uçuruldum ve binlerce dolar harcama parası armağan edildi.

GERÇEĞE DÖNÜŞ

İki yıl içinde o kadar çok bilinmeyen yat partisine katıldım ki, tüm bunların heyecanı neredeyse kayboldu. Eski bir his. Yeniliğin tadı kaçtı.

(…)

Bir yanım yuva kurmak, bir mesken almak ve çocuk sahibi olmak istiyor lakin bu lüks yat hayatımdan vazgeçmek manasına geliyor. Her ne kadar bir ailem olsun istesem de, kendimi bebek bezi değiştirirken ya da kocama yemek hazırlarken hayal edemiyorum. Bu ben değilim.

Ne düşündüğünüzü biliyorum – bir milyarderle evlenmeliyim. İnan bana, buna karşı değilim. Fakat güçlü ve yaşlı bir adamla alakamın sığ olacağından ve kendime verdiğim bedelin düşeceğinden korkuyorum, bilhassa de beni daha genç bir bayan için terk ederse.

Hafta sonlarımı yatçılık yaparak geçirirken, ‘normal’ hayatımda her hafta maaşlarını çarçur eden, finansal amaçları olmayan düşük kıymetli erkeklere ilgi duyuyorum.

Onların hırs eksikliği benim üzere bir kızın sadık kalmasını zorlaştırıyor. Ülkü bir dünyada, güzel, sıradan bir adamla birlikte olurdum lakin tekrar de hafta sonları yatlarda zengin adamlarla parti yapardım. Bunun muhtemelen gerçekçi olmadığını biliyorum ancak bir bayan hayal kurabilir.

Son vakitlerde görüştüğüm bir adam uygun bir noktaya değindi: ‘Sen bu harika hayatı yaşıyorsun ve ben sana asla benzeri bir şey sunamam. Neden benimle birlikte olmak isteyesin ki?’

Ne diyeceğimi bilemedim ve hiçbir şey söylemedim.”

“HEPİMİZ ONLAR İÇİN HARCANABİLİR VARLIKLARIZ”

2023 yılında The Sun gazetesine konuşan model Sarah Harris, kendi yaşadığı misal tecrübeyi anlattıktan sonra şunları söylemişti:

“Sarhoş bir kripto milyoner tarafından yatta cinsel taarruza uğrayana kadar ne kadar saf olduğumu fark etmemiştim ve kaçış yolu yoktu. Artık başkalarını bu göz alıcı şovun karanlık yüzü konusunda uyarmak istiyorum. Güçlü adamlar her şeyi satın alabileceklerini düşünüyorlar. Hepimiz onlar için harcanabilir varlıklarız. Tüm kızlar uzak durmalı…”

“BENİ ESKORT OLARAK DÜŞÜNMELERİNDEN TASA ETTİM”

Bir öbür isim, Pippa Taylor ise yaşadıklarını şu tabirlerle anlatıyordu:

“2022’de Ibiza’da bir Instagram fotoğraf çekimindeyken bir yat firmasından bir temsilci bana parti yapmak için fiyat alıp alamayacağımı sordu.

Tek yapmam gerekenin hoş görünmek, yatta güneşlenmek ve partiye ihtişam katmak olduğunu söylediler.

İlk başta kulağa gerçek olamayacak kadar âlâ geldiğini düşündüm. Şüpheciydim ve kazara bir eskort olduğumu düşünmeleri ihtimaline karşı mahcup oldum.

Bana bunun bu türlü olmayacağına dair teminat verdiler ve yatta katı kurallar olduğunu söylediler.

Bir arkadaşımı getirebilir miyim diye sordum, fotoğrafını gördükten sonra kabul etti. Sonraki gün ikimiz de 60 ft’lik bir yatta dört saat geçirdik ve çok güçlü iş adamlarından oluşan bir kümeyle sohbet ettik. On kız ve beş erkek vardı ve her birimiz vaktimiz için 300 sterlin aldık. Sonra 6 ay bu biçimde devam ettim.

Onların fotoğraflarını çekmem yahut onlar hakkında konuşmam yasaktı. Muahede böyleydi, dikkatli olmamız gerekiyordu. Yatta yaşananlar yatta kalırdı. Ancak her şey güneş ve şampanyadan ibaret değildi.

Genel olarak şahane bir tecrübe yaşadım ve çok para kazandım, lakin dikkatliydim. İşler düzgün giderken çıkmaya karar verdim..”

patronlardunyasi.com