Zeynep Sönmez Meksika’da tarih yazdı
Merida Open Akron finalinde Ann Li’yi 6-2, 6-1 mağlup eden Zeynep Sönmez mesleğinin birinci WTA 250 şampiyonluğunu elde etti.
Milli tenisçi Zeynep Sönmez bu galibiyetle Çağla Büyükakçay’dan sonra bir WTA turnuvasında teklerde şampiyonluğa ulaşan ikinci temsilcimiz oldu ve Türk tenis tarihinin en büyük galibiyetlerinden birine imza attı.
Zeynep Sönmez bu galibiyetle Çağla Büyükakçay’dan sonra bir WTA turnuvasında teklerde şampiyonluğa ulaşan ikinci temsilcimiz oldu ve Türk tenis tarihinin en büyük galibiyetlerinden birine imza attı.
20 yaşındaki tenisçi geçen yıl Estonya’da elde ettiği şampiyonluktan sonra muvaffakiyetinin sırrını şöyle anlatmıştı:
“Bir Annem maçlara gitmeden evvel çoklukla bana motive edici hoş şeyler söylüyor. En büyük motivasyonlarımdan birisi annemle konuşmak. Ailemin takviyesi beni her vakit muvaffakiyete götürüyor. En son final maçından evvel yaptığımız görüşmede, ‘Bu hafta aldığın muvaffakiyetle gurur duyuyorum. Final maçını kazansan da kaybetsen de fark etmez bu hafta aldığın başarılardan ötürü memnunum. Maçta elinden geleni yapacağına eminiz. Karşılaşmadan keyif al.’ dedi. Bu konuşmalar beni olumlu tarafta etkiliyor. Ayrıyeten fitness antrenörüm ve mentorum Mehmet Bayraktar’la da maç için konuşmalar yapıyoruz. Bir de karşılaşmalara gidene kadar çoklukla müzik dinlerim. Her müzik cinsini dinlemeyi seviyorum. Mesela Mustafa Sandal, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Kenan Doğulu ve Tarkan’ın müziklerini ayrıyeten yabancı müzikçilerin müziklerini de dinliyorum.”
“TENİSTE UĞRAŞ HER GÜN YİNE BAŞLAR”
Zeynep Sönmez, nizamlı çalışmanın bu yıl elde ettiği muvaffakiyetlerin anahtarı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Teniste gayret her gün tekrar başlar. Yalnızca maç maç ilerlemeyi seviyorum. Bir turnuvaya başladığımda şampiyonluğu düşünmekten fazla daima önümdeki birinci maçı kazanmaya odaklanıyorum. Karşılaşmaya çıktığımda da maçın sonuna düşünmeden puan puan ilerliyorum. Her vakit korta çıktığımda elimden gelenin en uygununu yapmaya çalışıyorum. Mesleğim için de adımlarımı sağlam atmak istiyorum. Başarılı olmak istiyorum lakin inişli çıkışlı grafik yakalamaktansa istikrarlı gitmeyi tercih ederim.”
Tenise 6 yaşında başladığını anlatan Zeynep, “Ailemin yazdırdığı yaz okulunda yalnızca yüzme ve basketbol vardı. Ben basketbol idmanlarından kaçıp tenis kortuna gidiyormuşum. Büyük raketleri alıp kendi kedime oynuyormuşum. Bir antrenör beni fark etmiş ailemle konuşup tenise yönlendirmek istemiş. Aslında tenise başlama öyküm biraz kendi azmimle oldu.” diye konuştu.
patronlardunyasi.com
